Hizmetler ve Projeler
Hizmetler ve Projeler
AVRUPA BİRLİĞİ VE TÜRK VATANDAŞLARI ARASINDA ÖNYARGIYA KARŞI MÜCADELE
AVRUPA BİRLİĞİ VE TÜRK VATANDAŞLARI ARASINDA ÖNYARGIYA KARŞI MÜCADELE
Türkiye ve Avrupa Birliği arasında Şehir Eşleştirme Hibe Programı kapsamında, Ereğli Belediyesi tarafından yürütülen ‘Gençler İçin Daha Fazla İstihdam’ isimli projemizin faaliyetlerinden birisi olarak proje ortağımız İspanya Teruel Eyalet Hükümeti ile daha iyi ilişkilerin ve sürdürülebilir diyaloğun geliştirilmesini sağlamak ve Avrupa Birliği ve Türk vatandaşları arasında önyargıya karşı mücadeleye katkıda bulunmak amaçlanmaktadır. Bu kapsamda, İspanya Teruel’de röportaj yapılarak İspanya’daki ortağımız Teruel Eyalet Hükümeti ve İspanya halkının Türkiye hakkındaki görüşleri ve Türklerin Avrupa Birliği’ne girmesi hakkındaki görüşleri alınmıştır. Bunun yanı sıra Konya Ereğli’de de röportaj yapılmış olup Türk vatandaşlarının ve Türkiye’deki ortaklarımız Uluslararası Gençlik Dayanışma Derneği ve Kadın Girişimciler Derneği’nin Avrupa Birliği ve Avrupalılar hakkındaki görüşleri ve Türklerin Avrupa Birliği’ne girmesi hakkındaki görüşleri alınmıştır.
TÜRKLER, AVRUPALILAR VE AVRUPA BİRLİĞİ HAKKINDA VE TÜRKİYE’NİN AVRUPA BİRLİĞİ’NE ÜYELİĞİ HAKKINDA NE DÜŞÜNÜYORLAR?
Türkiye’deki ortaklarımız Uluslararası Gençlik Dayanışma Derneği ve Kadın Girişimciler Derneği’nin ve Türk halkının, Avrupalılar ve Avrupa Birliği hakkındaki görüşlerinden elde edilen verilere göre Avrupa Birliği’nin çok etnik yapılı, çok kültürlü, çok dinli (mezhepli) ve çok sayıda devletten oluşan bir topluluk olduğu düşünülmektedir. Avrupa Birliği konusunda Türkiye’nin 200 yıllık bir medeniyet geçmişinin olduğuna değinilerek ülkemizin muasır medeniyetler seviyesine ulaşabilmesi açısından AB’nin büyük katkılar sağlayacağı öngörülmektedir. Aynı zamanda, hem devlet politikalarımıza hem de genel toplumumuza baktığımızda Avrupa Birliği kapsamında var olan imkânlara ulaşmaya ve bu konudaki gelişmelere açık olduğumuz görülmüştür. Ancak son konjonktürel gelişmeler, Türkiye’nin güvenlik problemleri, özellikle Türkiye’nin jeopolitik konumu kaynaklı baskılar, göçmen politikası konusunda entegrasyonun yeterince sağlanamaması gibi konularda kamuoyu desteğinin düşmeye başladığı düşünülmektedir.
Diğer yandan, Avrupalıların ailevi, sosyal ve kültürel yaşam tarzları ile ilgili olarak elde edilen verilere göre Avrupalıların yaşayış biçimlerinin aile hayatına da yansıdığı ve ailelerin, çocuklarının kendi yollarını çizen bireyler olarak yetişmesi konusunda oldukça özen gösterdiklerine değinilmiştir. Özellikle Avrupalıların daha rahat bir yaşam sürdükleri, çocukların meslek sahibi olma konusunda sıkıntı çekmedikleri ve özerk ve bağımsız bir kişilik geliştirebildikleri düşünülmektedir. Aynı zamanda Avrupa’da sosyal ve kültürel faaliyetlere önem verildiği dile getirilerek sokaklarda çok sayıda resim yapan veya müzik aleti çalan insanlarla karşılaşıldığına ve halkın bu durumu yadırgamayıp destek verdiğine değinilmiştir.
Türkiye’deki ortaklarımız Uluslararası Gençlik Dayanışma Derneği ve Kadın Girişimciler Derneği’nin ve Türk halkının, Türkiye’nin Avrupa Birliği’ne üyeliği hakkındaki görüşlerinden elde edilen verilere göre Türkiye’nin her açıdan olumlu etkileneceği ve Avrupa’yı da olumlu etkileyeceği düşünülmektedir. Bu kapsamda Avrupa Birliği’ne üye olduğumuzda Avrupa’daki 'iyi' uygulamaları görebileceğimize, Avrupa’da gerçekleştirilen sosyal ve kültürel faaliyetleri örnek alabileceğimize ve
bunları, kendi kültürümüze adapte ederek ülkemizde de uygulamaya koyabileceğimize değinilmiştir. Bu durumda ülkemize daha çok turist gelebileceği ve ekonomik açıdan da kazanım sağlayacağımız düşünülmektedir. AB üyeliği ile birlikte yabancı sermaye girişinin hızlanacağı, yerli yatırımların, ekonomik istikrarın ve istihdamın artacağı düşünülmüştür. Ayrıca, Avrupa Birliği üyesi olmamızın en büyük artılarından birisi seyahat ve çalışma özgürlüğü alanında olacaktır. Avrupa Birliği’ne üye olduğumuzda herhangi bir vize şartı aranmaksızın Avrupa üyesi bütün ülkelerde serbestçe seyahat edebileceğimize ve çalışabileceğimize değinilmiştir. Bunlara ek olarak, Türkiye’nin devlet politikası ve milli yönelimi açısından muasır medeniyetler seviyesine ulaşması, dünya milletlerinin hür, eşit ve gelişmiş bir unsuru olması açısından Avrupa Birliği’ne üye olmasının olumlu etkilere sebep olacağı düşünülmektedir. Ancak, yürütülen bu sürecin somut, standart, eşit ve adil ölçülerde ve belli etapların sonuca kavuşturularak Türk kamuoyunun da buna inanmasını sağlayarak sürdürülmesinin gerekliliği vurgulanmaktadır. Diğer yandan, Türkiye’nin sadece pastadan pay alan bir ülke olmayacağı, aynı zamanda pastayı büyüten ve zenginleştiren bir ülke olacağı fikri desteklenmiş ve bu kapsamda Türkiye’nin nüfusu, büyüklüğü, coğrafi konumu ve dış ticaret kaynakları ile Avrupa’ya sağlayacağı katkılara değinilmiştir.
AVRUPALILAR, TÜRKİYE HAKKINDA VE TÜRKLERİN AVRUPA BİRLİĞİ’NE ÜYELİĞİ HAKKINDA NE DÜŞÜNÜYORLAR?
İspanya’daki ortağımız Teruel Eyalet Hükümeti ve İspanya halkının Türkiye hakkındaki görüşlerinden elde edilen verilere göre Türkiye’nin güzel ve büyük bir ülke olduğu düşünülmektedir. Türkiye’nin zengin, köklü bir tarihinin olduğuna ve zengin kültürel bir mirasa sahip olduğuna değinilmiştir. Türkiye’nin tarihi, turistik ve kültürel özelliklerinin dikkat çektiği aşikârdır. Aynı zamanda tıpkı Avrupa’da olduğu gibi Türkiye’ye de çok sayıda mültecinin geldiği ve Avrupa ve Türkiye’ ye çok sayıda insanın göç hareketinde bulunduğu düşünülmektedir. Diğer yandan Türkiye’nin büyük bir ülke olması ve Türkiye ile iyi ilişkilerin ve sürdürülebilir diyaloğun devamı için Türkiye’nin Avrupa Birliği’ne üyeliğinin önemine değinilmiştir.
İspanya’daki ortağımız Teruel Eyalet Hükümeti ve İspanya halkının Türklerin Avrupa Birliği’ne üyeliği hakkındaki görüşlerinden elde edilen verilere göre Türkiye’nin Avrupa Birliği’ne üye olmasının, Avrupa’ya ve Avrupa Birliği üyelerine çok büyük ve önemli katkılar sağlayacağı düşünülmektedir. Avrupa ve Asya kıtalarını birbirine bağlayan köprü konumunda olan Türkiye’nin Doğu Avrupa ülkesi olması nedeniyle Doğru Avrupa ile bağlantıların güçlenmesi ve desteğin artması adına da köprü görevi göreceğine inanılmaktadır. Diğer yandan Türkiye’nin, insanların göç hareketleri üzerinde etkilere sebep olacağı ve envai çeşit insanla kültürel ve politik entegrasyonu sağlamak adına iyi bir sonuç olabileceği düşünülmektedir. Aynı zamanda Türkiye’nin büyük bir ülke olmasından ve AB’nin tüm hizmetlerinden faydalanabileceğinden dolayı Avrupa Birliği’ne üye olmasının önemli olduğundan bahsedilmiştir.
- 1. Avrupa ve Avrupalılar hakkında ne biliyorsunuz, ne düşünüyorsunuz?
Avrupa; çok etnik yapılı, çok kültürlü, çok dinli (mezhepli) yerüstü ve yeraltı kaynakları sınırlı, nüfusu nisbi olarak yüksek, çok sayıda devletten oluşan (topluluk), tarih boyunca birçok savaşın ve son 500-600 yıldır da bilimsel keşifler ve zenginlik ve gücün merkezi olarak yükselmiş, değerlerini dünyaya kabul ettirmiş ve Avrupa Birliği ile Roma İmparatorluğunu neredeyse yeniden ihya etmiş olan bir kıtadır.
Avrupalıların yaşayış biçimi aile hayatına da yansımıştır. Aileler çocuklarının kendi yollarını çizen bireyler olarak yetişmesi konusunda oldukça özen gösteriyorlar. Bu durum da Avrupalıların daha rahat bir yaşam sürmelerine sebebiyet veriyor. Avrupa’da çocuklar meslek sahibi olma konusunda sıkıntı çekmiyorlar ve üniversiteye gitmeden önce hem hangi mesleği istediğini kendisinin keşfetmesi, hem de deneyim kazanabilmesi adına çocuklarının ufak çapta da olsa işlerde çalışıp hayatın keyfine varabilmeleri adına aileler tarafından destekleniyorlar.
Avrupa’da sosyal ve kültürel faaliyetlere önem veriliyor. Sokaklarda çok sayıda resim yapan veya müzik aleti çalan insanlarla karşılaşabiliyorsunuz ve halk bu durumu yadırgamıyor, destek veriyor. Aileler de çocuklarını sanata, bilime yönlendiriyorlar.
Avrupa insanının çocuklarından istedikleri tek şey; sağlıklı mutlu, kendi ayakları üzerinde durabilen, özerk bağımsız bir kişilik geliştirebilecek potansiyele sahip olan bireyler olabilmeleridir. Bu yüzden de hayatın tüm zorluklarını erken yaştan itibaren deneyimleyebilmeleri adına çocuklarına her türlü yaşam koşullarını sunarlar. Çünkü hayata sıkı sıkı tutunan bireyler olabilmeleri için o çocukların daha erken yaşlarda düştükleri yerden bir avuç toprak ile kalkabilmeyi öğrenmeleri gerekir.
Avrupa Birliği konusunda Türkiye’nin 200 yıllık bir medeniyet backgroundu var. Ülkemizin muasır medeniyetler seviyesine ulaşabilmesi açısından hem devlet politikalarımız bağlamında hem genel toplumumuzun AB kapsamında kendi imkanları doğrultusunda vadetmeyi düşündüğü, katıldığı ve bu konuda gelişime açık olduğu malum. Bu manada ülkemizde yakın tarihimizde çok daha fazla katılımcı faydaları konusunda umutvari bir yapı olduğunu biliyorum. Ancak son konjonktürel gelişmeler Türkiye’nin güvenlik problemleri devreye girdiğinde ve özellikle Türkiye’nin jeopolitik konumundan kaynaklanan, baskıyla karşılaştığı konularda göçmen politikası konusunda entegrasyonun yeterince sağlanamaması açısından kamuoyu desteğinin düşmeye başladığını düşünüyorum.
- 2. Türkiye’nin Avrupa Birliğine üye olması hakkında ne düşünüyorsunuz? Türkiye’ye faydalı olacağına inanıyor musunuz? Avrupa Birliğine üye olmak Türkiye’ye ne gibi faydalar sağlar?
Türkiye’nin orta ve uzun vadeli gelişim trendine paralel olarak, büyüme, dış ticaret ve girişimcilik başta olmak üzere, Avrupa ekonomisinin gelişimine sağlayacağı katkılar ortaya konmaktadır. Daha açık bir ifadeyle, Türkiye sadece pastadan pay alan bir ülke olmayacak, aynı zamanda pastayı büyüten ve zenginleştiren bir ülke olacaktır. (Her açıdan Türkiye olumlu etkilenecek ve Avrupa’yı da olumlu etkileyecektir)
AB üyeliği ile birlikte ekonomik istikrarın tesis edildiği bir ortamda, yabancı sermaye girişi hızlanacak, yerli yatırımlar artacak ve üyeliğin büyüme üzerinde oluşturacağı olumlu etki ile birlikte istihdam artacaktır. (ekonomi, yatırım, sermaye)
Avrupa Birliğine üye olduğumuzda Avrupa’daki 'iyi' uygulamaları görüp bunların kendi kültürümüze adapte ederek ve kültürümüzü koruyarak ülkemizde de uygulamaya konmasını sağlayabiliriz.
Avrupa birliği üyesi olmamızın en büyük artılarından birisi seyahat ve çalışma özgürlüğü alanında olacaktır. Yani Avrupa Birliğine üye ülke vatandaşları ellerinde kimlikleri ile herhangi bir vize şartı aranmaksızın Avrupa üyesi bütün ülkelerde serbestçe seyahat edebilmekte hatta serbestçe çalışabilmektedirler.
Türkiye’nin katılımı, kültürel ve dini özellikleri ile birlikte, nüfusu, büyüklüğü, coğrafi konumu, ekonomik, güvenlik ve askeri potansiyelinin birleşik etkisinden dolayı önceki genişlemelerden farklı olabilecektir. Bu etkenler, Türkiye’ye bölgesel ve uluslararası 2 istikrara katkıda bulunma kapasitesi verir.
Düşük-orta gelir ülkesi olarak, Türkiye’nin katılımı, genişlemiş AB’de, en son genişlemeye benzer bir şekilde, bölgesel ve ekonomik farklılıkları artırabilecek ve uyum politikası için büyük bir sıkıntı oluşturabilecektir. Türkiye, uzun bir zaman dilimi boyunca, yapısal ve uyum fonlarından önemli destek almaya hak kazanabilecektir.
Türkiye’nin katılımının ulaşım konusunun birçok veçhesinde önemli etkileri olabilecektir. Bu bağlamda, Türkiye’nin Avrupa ile Avrupa’nın güney çevresi arasında karayolu, demiryolu, havayolu, deniz ve boru hattı bağlantıları içeren enerji koridoru rolü artabilecektir. Dolayısıyla, bir bütün olarak Akdeniz bölgesinin ekonomik ve ticari entegrasyonu hızlandırılabilecektir.
Türkiye’nin üyeliğinin gerçekleşeceği tarihte, gerek Avrupa Birliği, gerek Türkiye bugünkü konumundan farklı bir noktada olacaktır. Bugün bakıldığında sorun olarak algılanan birçok konunun, orta ve uzun vadeli perspektif içinde avantaja dönüştürülmesi büyük bir imkan olarak karşımızda durmaktadır. Karşılıklı olarak atılacak olumlu adımlar ve sağlanacak etkileşimin doğuracağı sinerji, Türkiye’yi olduğu kadar Avrupa Birliğini de olumlu yönde etkileyecektir. Genç nüfusu, büyüyen pazarı, jeostratejik konumu, demokratik yapısı ile Türkiye Cumhuriyeti, Avrupa'nın 21. yüzyılda dinamizmini geliştirmesinde ve yaygınlaştırmasında önemli bir aktör olacaktır. Türkiye, öncü ve belirleyici rol oynayacak stratejik bir konuma sahiptir. Balkanlar’dan Kafkasya'ya ve Orta Asya’ya, Karadeniz ve Akdeniz havzalarından Orta Doğu’ya uzanan geniş bir coğrafyanın merkezinde yer alan Türkiye, siyasi, ekonomik ve kültürel bakımdan vazgeçilmez bir istikrar unsurudur. Türkiye, enerji alanında da stratejik bir konuma sahiptir. Türkiye'nin zengin petrol ve doğalgaz kaynaklarına sahip ülkelere erişim bakımından transit ülke konumunda olması, AB ülkelerinin söz konusu kaynaklardan yararlanmasını kolaylaştıracaktır.
Türkiye, çoğunlukla Müslüman bir nüfusa sahip olmakla birlikte özgürlük, demokrasi, insan haklarına ve temel özgürlüklere saygı ve hukukun üstünlüğü gibi temel ilkelere bağlı kalan önemli bir model ülke olabilecektir.
Sosyal ve kültürel faaliyetlerini örnek alıp bu durumu kendi kültürümüze adapte ederek kendi ülkemizde uygularsak, ona göre faaliyet yaparsak ülkemize daha çok turist geleceğini ve ekonomik açıdan da kazanım sağlayacağımızı düşünüyorum.
Türkiye’nin devlet politikası ve milli yönelimi açısından muasır medeniyetler seviyesine ulaşmak, dünya milletlerinin hür, eşit ve gelişmiş bir unsuru olmak açısından AB ile ilgili görüşlerimizin olumlu olduğu söylenebilir. Ancak yürütülen sürecin somut, standart, eşit ve adil ölçülerde belli etapların sonuca kavuşturularak Türk kamuoyunun da buna inanırlığını sağlayarak sürdürülmesi gerektiğini düşünüyorum.